SON DUYURULAR
Balkan Körler Müzik Festivali
03 Mayıs 2024ŞARTNAMELERDE ERİŞİLEBİLİRLİK ŞART OLSUN ORTAK BASIN BİLDİRİSİ
03 Mayıs 202422.Olağan Genel Kurulumuz sert kış koşulları ve pandemi sebebiyle ertelenmiştir.
03 Mayıs 2024Yalnızca kadınların dolduracağı bir anket çalışması
03 Mayıs 2024Engelli kadınlar sivil toplum örgütlerinde haklarını arıyor: "Kararlara katılamıyor, temsil edilmiyoruz!"
03 Mayıs 2024Bugün 15 Ekim Dünya Beyaz Baston Körler ve Güvenlik Günü.
1969 yılında, Dünya Körler Federasyonu’nun Görme engellilerin güvenliÄŸini, bağımsızlığını ve özgürlüÄŸünü simgeleyen bu önemli günü, beyaz baston körler güvenlik günü olarak kabul ediÅŸinin yıl dönümünde, Dünya’nın her yerindeki görme engelliler olarak, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi, taleplerimizi birlikte yaÅŸadığımız toplumla paylaÅŸmayı; yöneticilerimizi, duyarlı olmaya davet etmeyi amaçlamaktayız.
Bu baÄŸlamda, engellilerin baÅŸlıca sorunlarını ve taleplerimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaÅŸarak, yetkililere duyurmayı amaçlıyoruz.
Kısaca özetlediÄŸimiz ve kamuoyunun dikkatine sunmak istediÄŸimiz sorunlarımız ÅŸunlardır;
2005 yılında çıkarılan Özürlüler Kanunu, engelliler için kâğıt üzerinde önemli hak ve kazanımlar getirmiÅŸtir. Ancak aradan geçen 9 yılda, bu hak ve kazanımların çeÅŸitli yönleriyle, “kuvveden fiile” geçemediÄŸini yasa sayfalarından hayata aktarılamadığını görmekteyiz. Bu cümleden olmak üzere:
2022 Sayılı Yasa ile ödenen muhtaçlık aylığı engelliler için bir iÅŸsizlik tazminatına dönüÅŸtürülmelidir.
2006 yılı Temmuz ayında yürürlüÄŸe giren SaÄŸlık Kurulları YönetmeliÄŸi Avrupa BirliÄŸi Standartlarına uyum gerekçesiyle saÄŸlık kurulu raporları ile belirlenen sakatlık oranlarını, vücut fonksiyon kaybına dayandırdığından, ciddi hak kayıplarına yol açmaktadır. %100 görme engelli olan bir vatandaşımıza %90; %70 sakatlığı bulunan bir fiziksel ya da zihinsel engelliye %30 -%35 vücut fonksiyon kaybı raporu verilebilmektedir. Bu durum, daha önce engellilerin kullandığı haklardan yararlanan vatandaÅŸlarımızın bu haklarını yitirmeleri sonucunu vermektedir.
SaÄŸlık Kurulu Raporları YönetmeliÄŸinin ivedilikle deÄŸiÅŸtirilmesini; sakatlık oranı saÄŸlık kurulu raporlarıyla belirlenirken vücut fonksiyon kaybı oranının yapılacak yasal düzenlemeler sonucunda uzman bir kurul tarafından belirlenmesini istemekteyiz.
Bir süredir eÄŸitim alanında gerçekleÅŸtirilmek istenilen kaynaÅŸtırılmış eÄŸitim adı altındaki uygulamalarla, özel eÄŸitim alanında faaliyet gösteren, görme engelli okullarının müfredat bakımından zayıflatıldığını, bu okullara öÄŸrenci alınmamasına yönelik bir tutumun fiili durum yaratmak suretiyle gerçekelÅŸtirildiÄŸini yaÅŸamakta ve görmekteyiz. Oysa, görme engellilerin, mutlak, sahip oldukları vasıf ve düzeylerinin gereÄŸi, kaynaÅŸtırılmış eÄŸitim öncesinde tam donanımlı bir özel eÄŸitim okulunda, sevyelerine göre belirli süre eÄŸitim almaları gerekmektedir.
Bu cümleden olmak üzere, özel eÄŸitim okullarında, görme engellilerin öÄŸrenemeyeceÄŸi var sayılarak gerekli eÄŸitim çalışmaları yapılmayan, fen ve matematik alanlarındaki yetersizlikler nedeniyle, ilköÄŸretimin ardından TEOG kurallarına göre gerçekleÅŸtirilen yerleÅŸtirmelerden görme engelliler, olumsuz biçimde etkilenerek, içlerinden çok azı Anadolu liselerine kayıt yaptırabilmekte, diÄŸerleri ise, bölgelerindeki okul yetersizlikleri veya program uygunsuzlukları nedeniyle, evlerinden oldukça uzak okullara yönlendirilmektedirler. Bu durum, bir kaç yıla kadar görme engellilere üniversite kapılarının kapanmasına neden olacaktır.
Dolayısıyla, konunun bakanlıkça ivedi biçimde ele alınarak, dezavantajların bertaraf edildiÄŸi düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir.
Özel eÄŸitim ve rehabilitasyon hizmetleri Anayasamıza göre devletin asli yükümlülüÄŸü iken, bu hizmetler son yıllarda hızla özel sektöre devredilmiÅŸ bulunmaktadır. Bu hizmetlerin pahalılığı nedeniyle devletçe yapılan ödemeler yeterli olmadığından özel eÄŸitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin niteliÄŸi bir hayli düÅŸmüÅŸ, bu alan vahÅŸi bir rekabetin ve rant hırsının egemenliÄŸine terk edilmiÅŸtir. Bu merkezlerde eÄŸitilen engelliler ayda en fazla 10 saat eÄŸitim görmekte, bu eÄŸitimse, onların geliÅŸimine ve gerekli yararı görmelerine yetmemektedir.
Özel eÄŸitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin daha çok kaynak ayrılarak devlet tarafından sürdürülmesini, mevcut özel özel eÄŸitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki eÄŸitim süresinin haftanın beÅŸ günü yarım güne çıkarılmasını istiyoruz.
Ä°lk kez Özürlüler Kanunu ile, tüm engellilere verilmesi ön görülen, bakım hizmetlerinde de ciddi sıkıntılar devam etmektedir. Bu alan da, acımasız rekabet ve rant hırsına teslim edilmeye adaydır. Yapılan ödemeler özel sektörce yeterli bulunmadığından özel bakım evleri açılmamakta, sermaye çevreleri, ilgili bürokrasiyi de etkileyerek ödeneklerin bugünki düzeyinin iki üç misline çıkarılması için baskı oluÅŸturmaktadır. Bakım hizmetlerine ayrılan kaynaklar sınırlı olduÄŸundan özellikle evde bakım hizmetlerinde son derece müÅŸkülpesent ve cimri davranılmakta, engelli vatandaÅŸlarımızın aileleri, uzun bürokratik iÅŸlemlerle taciz edilmektedir.
Bakım hizmetlerinin verilmesinin koÅŸulu olarak konulan, ailedeki birey başına gelirin asgari ücretin 2/3’nün altında olması zorunluluÄŸunun kaldırılmasını, yoksulluk ölçütü kullanılmadan bakıma muhtaç tüm engelli vatandaÅŸlarımızın bakım hizmetlerinden ücretsiz yararlanmalarının saÄŸlanmasını, en iyi bakımın aile ortamında yapılabileceÄŸi gerçeÄŸinden hareketle evde bakım hizmetlerinin yaygınlaÅŸtırılmasını ve özendirilmesini, bakıma ayrılan kaynakların artırılması için bakım sigortası sistemi ile saÄŸlam güvencelere kavuÅŸturulmasını istiyoruz.
BilindiÄŸi gibi, yasalar çerçevesinde zorunlu istihdam kotaları bulunmaktadır. Devlet memurlarının %3’ünün, 50 ve 50’nin üzerinde iÅŸçi çalıştıran iÅŸ yerlerinde özel sektör kuruluÅŸlarında %3’ünün, kamu sektöründe ise %4’ünün engelli olması zorunludur. Bu zorunluluÄŸa uymayan özel sektör ve kamu iÅŸverenleri istihdam etmedikleri her engelli için her ay bir ceza ödemekle yükümlüdür. Ancak bu uygulama devlet memurluÄŸu için geçerli olmadığından zorunlu engelli memur istihdamı son derece düÅŸük düzeyde gerçekleÅŸtirilmektedir. Öyle ki, temmuz ayında da, basının gündeminde yer alan ve açılan engelli kamu personeli seçme sınavı sonuçlarına göre atanacağı açıklanan 3000 kiÅŸinin sayısının arttırılmasına yönelik gerçekleÅŸtirilen eylemlerin ardından, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı tarafından bu kontenjanın baÅŸlangıçta en az altı bine çıkartılacağı sözü tutulmamış, sadece 4200 kadro açılmış, bunlardan da, sadece 2200 kiÅŸiye yakını doldurulmuÅŸtur. Yani: verilen sözlere raÄŸmen, 3000 sayısı bırakın 6000 olacağına, aynen dahi korunamayarak, 2200 rakkamında kalmıştır.
Para cezası uygulamasının devlet memurluÄŸu kadroları için de, uygulanmasını, engelli iÅŸçi ve memur kadrolarının ivedilikle doldurulmasını, kendi iÅŸini kuran engellilere kredi ve vergi kolaylıkları saÄŸlanmasını, kotaların kaldırılması yönündeki çalışmalara son verilmesini istiyoruz.
Hala bütün acımasızlığı ile süre giden engellilere yönelik ayrımcı düzenlemelerin ve uygulamaların sona erdirilmesi ve kamuoyunun bu hususta bilinçlendirilmesi için TBMM’den ayrımcılık yasasının bir an önce çıkarılmasını istiyoruz.
Ülkemizin de onaylayarak yürürlüÄŸe koyduÄŸu BirleÅŸmiÅŸ Milletler Engelli Hakları SözleÅŸmesine uyularak engellileri ilgilendiren düzenlemelerde ve uygulamalarda engelli örgütlerinin söz ve karar sahibi olmasını, ivedilikle BirleÅŸmiÅŸ Milletler Engelli Hakları SözleÅŸmesinin eki olan Ä°htiyari Protokolün de TBMM’de onaylanarak Ä°ç Hukuk metni haline getirilmesini istiyoruz.