SON DUYURULAR
Balkan Körler Müzik Festivali
03 Mayıs 2024ŞARTNAMELERDE ERİŞİLEBİLİRLİK ŞART OLSUN ORTAK BASIN BİLDİRİSİ
03 Mayıs 202422.Olağan Genel Kurulumuz sert kış koşulları ve pandemi sebebiyle ertelenmiştir.
03 Mayıs 2024Yalnızca kadınların dolduracağı bir anket çalışması
03 Mayıs 2024Engelli kadınlar sivil toplum örgütlerinde haklarını arıyor: "Kararlara katılamıyor, temsil edilmiyoruz!"
03 Mayıs 2024Dünya Körler Birliği 9. Genel Kurul Notları
Rosen Center Hotel
19-24 Ağustos 2016
Orlando, Amerika Birleşik Devletleri
İlk gün olan 19 Ağustosta açılışı eski Amerikan Körler Federasyon Başkanı (NFB) Dr. Mark Maurer yaptı Körlüğün gerçek engel olmadığını, körlerin kendikendilerine koydukları engellerin onları engellediğinden bahsetti.
Daha sonra söz alan Nfb başkanı Mark Ricobono 2009’da Amerikan Kongresinin Braille para bastırdığını, Nasa'nın Atlantis Uzay Mekiğiyle bu Braille hatıra paranın uzaya götürülüşünü gösteren videodan söz etti ve bir parça gösterdi. Ardından körlerin neler yapabileceğine örnek olarak kendisinin araba kullanışını gösteren bir video gösterdi.
Sonra söz alan DKB başkanı Arnt Holte 4 yıllık çalışmalardan söz etti.
Yoklama yapıldı, 99 ülkenin hazır bulunduğu, 195 delegenin, 85 vekalet oyu, 8 uluslararası üye, 6 ömür boyu üye ve 5 yürütme kurulu üyenin oylarıyla birlikte kullanılacak oy sayısı 299 olarak açıklandı.
Daha sonra son 4 yılda aramızdan ayrılan tanınmış görmeyenler anılarak saygı duruşu yapıldı.
Başkanlığa başka aday bulunmadığından ABD'den Dr. Fred Schröder oy birliğiyle seçildi ve o da kısa bir teşekkür konuşması yaptı.
İkinci oturum başkan, Dünya Ofis Müdürü, Sayman ve üyelik durumuna ilişkin raporların sunumuna ayrılmıştı.
Başkan raporunda, dünyada terör ve istikrarsızlığın arttığından, Suriye'deki iç savaşın İkinci Dünya Savaşından uzun sürdüğünden, katıldığı Japonya'daki Sendai konferansından söz etti. Başarılar arasında Marakeş Sözleşmesinden, Braille konusunda örneğin İphone'dan bile ucuz 20 karakterli Braille ekran üretiminden söz etti. Artık teknoloji kullananlarla kullanamayanların açık bir farkının olacağından bahsetti. Ayrıca, her konuda olduğu gibi körlük alanında da işbirliklerinin önemine vurgu yaptı.
Ofis müdürü Penny Hartin raporunda, 2006 yılında Kanada'da faaliyete geçirilen DKB Ofisinin 5 personeliyle 10 yaşında olduğuna değinerek 1992 tarihinden beri DKB kongrelerine katıldığını, artık emekli olacağını söyledi. Çalışmaları finanse edebilmek için girişilen projeleri anlattı ve yeni alanlar ve sponsorlar bulunmasının önemine değindi.
Sayman A. K. Mittal mali durumun hassasiyetinden rakamlarla söz etti. Başkan seçildikten sonra Arn Holte'nin Norveç Körler Birliğinden DKB'ye 100 bin dolar bağış yaptırmış. Alman Körler Birliği de önemli bir yardım yapmış.
Üyeliklerin durumuna ilişkin sunulan raporda, halen 164 ülke üye görünüyor. Anca, grup üyesi olan Karibik Adalarına dahil 15 ülkeyle üye sayısı 179'1 çıkıyor. 44 ülkenin aidat borcu var.
Dikkat çeken bir husus olarak, eleştirilerde kimse neden 179 üyenin bulunduğu örgütün genel kuruluna ancak 99 ülkenin katıldığını sorgulamadığını belirtmeden geçemeyeceğiz.
Öğleden sonraki oturum konferans oturumuydu ve konusu evrensel tasarım, ulaşım, turizm konusuna ayrılmıştı. İki konuşmacı vardı. İlk konuşmacı Yeni Zellanda'dan Martin Able Williamson. Paylaşılan alanlar başlıklı bir konuşma yaptı. At arabaları varken yayalarla aynı alanda gidiliyordu. Otomobillerin dünya sahnesine çıkmasıyla birlikte kullanılan alanlar ayrıldı. Güvenli bir yürüyüş için 2 metre genişliğinde engel bulunmayan bir yaya bandı olmalı. Yaya geçitlerinde 60 milimetre genişliğinde bir işaretlenmiş alan bulunmalı.
İkinci konuşmacı Fred Schöder oldu. Sessiz arabalarla ilgili konuştu.
Elektrikli ve hem elektrikli hem benzinli hibrid araç adı verilen arabalar yollara çıktığından beri ciddi sorunlar yaşanmaktadır. NFB'nin girişimleriyle 2006 yılında Amerika'da belli bir hızın altında giden bu araçların duyulacak bir ses çıkarması kabul edildi. NFB'nin o zamanki başkanı Maurer 2008 yılının Şubat ayında Cenevre'ye giderek Birleşmiş Milletler yetkilileriyle görüştü ve konuyu uluslararası platforma taşıdı. Hala sorun devam ediyor.
Üçüncü konuşmayı nine martine able williamson rehber köpekler üzerine yaptı.
Fessiz arabalardaki alarm sisteminin uluslararası düzlemde nasıl yaygınlaştırılabileceğine ilişkin soruya verilen yanıtta, 50 ülke arasında "anlaşma 58" adında bir sözleşme varmış. Buna çoğu Avrupa ülkesi Japonya gibi ülkeler dahilmiş. Biri kabul ettiğinde hepsi kabul etmiş sayılıyorlarmış. Buna en iyi örnek Gtr adındaki genel teknik düzenlemeler adındaki belge gösterilebilir.
Son oturum rehabilitasyon başlıklı konferans oturumuydu. Amerikan Körler Vakfından Rebecca ilk sunumu yaptı. DKB'nin çeşitli ülkelerdeki hizmetlerle ilgili araştırmasını sundu. 33 ülke cevap vermiş, 12'sinde rehab merkezleri varmış. Her ülkenin farklı deneyim ve geleneği dikkat çekiyor. Cevap veren ülkelerin yüzde 75 i toplum temelli rehabilitasyona ağırlık verdiklerini bildirmişler. Bu araştırmanın raporu elde edilerek ülkemizde verilmekte olan hizmetlerin yeni bir perspektifle ele alınmasında yarar bulunmaktadır; çünkü yaklaşık 40 yıl önce başlatılmış olan bu hizmet türünde bugüne kadar önemli bir reform yapılmamıştır. Daha sonra söz alan Afrika Körler Birliğinden Gertrude çeşitli rehabilitasyon yaklaşımlarından söz etti. Daha çok rehabilitasyonun amacı ve elde edilen sonuçları yorumladı.
Son konuşmacı Kanada Körler Enstitüsünden John Rapotin'di. Kanada'da verilen rehabilitasyon hizmetlerini anlattı. 10 bin çocuk ve 150 bin kör ve az gören yetişkine hizmet götürdüklerini söyledi. Yerinde hizmete ağırlık veriyorlarmış. İlginç bir ifadeyle, bazı yörelere nehirlerin donmasından yararlanarak hizmet götürülüyormuş.
İkinci günün sabah oturumunda önce tüzük değişiklikleri görüşüldü. Önerilen değişikliklerin hepsi kabul edildi. Değişiklikler arasında yürütme kurulu üyelerinin tümünün kör veya az gören olması, örgütün bir merkez ofisinin bulunması, bir ofis yöneticisi atanması, aidatını ödemeyen bir üyenin aynı ülkeden başka bir örgütün üyeliği konusunda karar veremeyeceği gibi konular bulunuyordu.
Tüzük değişikliklerinin ardından başka aday bulunmayan birinci başkan yardımcılığına tek aday olmuş olan İspanya'dan Fernando Monio alkışlarla seçildi. Aynı şekilde saymanlığa Yeni zellanda'dan martine able Williamson yine alkışlarla seçilmiş oldu.
İkinci günün sabahı kahve arasından sonraki oturum acil durumlarda engellilerin özelde de görme engellilerin durumu ile ilgili 4 konuşmacının bulunduğu bir konferans oturumuna ayrılmıştı. İlk olarak Ürdün'den Ahmed Muhammed Elusi söz aldı ve Suriyeli sığınmacılar üzerine konuştu. Ülkede 1300000 göçmen varmış. Tesbit edebildikleri 800 engellinin 40'ı görme engelli. Her türlü araç-gerece ihtiyaçları var, basit tıbbi müdahaleler ücretsiz yapılabiliyor. Kamplarda ve dışarıda yaşamlarını sürdürüyorlar. 9 tane komite halinde ihtiyaçları karşılamaya çalışıyorlar. Evleri ve kampları ziyaret ediyorlar.
İkinci konuşmacı Guatemala'dan Gabriel Eskuvardı. Latin Amerika'daki doğal felaketlerden ve engellilerin yaşadıklarından söz etti. Haiti depremi gibi.
Daha sonra söz alan jose maria Riskli durumların azaltılması için Japonya'nın Sendai kentinde kabul edilen çerçeve kurallardan söz etti. Bu kurallar bu yılın Mayıs ayında İstanbul'da yapılan Dünya İnsaniyet Zirvesinde kabul edilen İnsani Etkinliklere Engellilerin Dahil Edilmesi konulu Bildiriye temel oluşturuyor ve Engelli Hakları Sözleşmesinin 11. maddesine işlerlik kazandırıyor.
Son olarak kürsüye gelen Avustralya'dan iki öğretim üyesi Ron Mc'cullom ve Mari Crock Malezya, Endonezya, Pakistan, Afganistan, Türkiye ve ürdün'deki göçmen durumdaki insanlar arasında 2012 yılında başladıkları ve önümüzdeki yıl yayımlayacakları araştırmalarından söz ettiler.
İkinci günün öğleden sonraki ilk oturumunda bölge örgütlerinin raporları sunuldu.
Kahve arasından sonra körlüğün halk tarafından algılanışını değiştirmek için uygulanacak kampanyalar konulu bir konferans oturumu yapıldı. NFB tarafından 1 nisan gününde halka yönelik yaşamın farklı alanlarında ilginç ve beklenmedik durumlar yaratılarak insanların körlükle yüzleşmesi sağlanıyormuş. Halka dönük bu çalışmalarda yanlış anlamalar oluşursa, nasıl olsa 1 nisan şakası diye geçiştiriliyormuş.
Sunumlardan birini yapan kör çocuk annesi Corin Ginsberg Perkins Körlerokulu desteğiyle yürüttükleri sosyal medya çalışmalarını anlattı. Körlüğün algılanışına ilişkin araştırmanın sonuçlarına göre çeşitli çarpıcı örnekler geliştirmişler ve www.blindnewworld.org sitesinde yayınlıyorlar. Dünyadan örnekler ve işbirliği araştırıyorlar.
Liberya'dan sunum yapan Ben Kota, ülkesinin zor koşullarında bile körlerin geride kalmadığını, 14 yıl süren iç savaş ve sonrasında yaşanan ibola salgınında bile körlerin sosyal yaşamdan kopmadıklarından söz etti.
Son konuşmacı İspanya'dan yeni seçilen başkan yardımcısı, Once Vakfı tarafından ülkede körlerin statüsünün iyileştirilmesi amacıyla farklı tarihlerde hazırlanan kamu spotu videolardan örnekler sundu.
İsrail'de seçilen 6 Haziran günü meclis bile çalışmasına ara verip körlerle dayanışma içinde olunduğunu gösterir etkinliklere katılıyormuş. Dünya çapında örneğin 15 Ekim gününde bir etkinlik zinciri oluşturulabileceği konuşuldu.
Bu arada Senegal'de bir beyaz bastonun bile alınamayacak kadar pahalı olduğunu; Çad'da iki körlerokulunun bulunduğunu, devletten yardım görmediklerini, mezunların dilencilikle geçindiklerini ve körlerde hiç dokunmatik telefon bulunmadığını öğrendik.
Üçüncü günün sabahında tahmini bütçe ve gelir artırma konuları ele alındı. 164 ulusal üyenin 44 tanesi aidat ödeyememiş durumda. Yeni seçilen genel sekretere önemli görev düşüyor. Örgütün gelir-giderleri 600000-700000 dolar civarında görünüyor. İki projeden gelir bekleniyor. Yeni projelere ihtiyaç olduğu ifade edildi.
Sabah kahve arasından sonra, siyasi mekanizmaların nasıl etkilenebileceğine ilişkin bir konferans oturumu yapıldı.
Paneldeki 4 konuşmacıdan ilki Avrupa Körler Birliğinden tanıdığımız Lord Colin Low'du. Lord Low halen lordlar kamarasındaki üyeliğinin yanında Uluslararası Görme Engellilerin Eğitim Konseyi başkanlığını yürütüyor. Konuşmasında oldukça pratik bilgiler verdi. Siyasilere sorun değil, çözüm götürülmeli; mümkünse masraf değil, tasarruf yönünde talepte bulunulmalı; bu çözümle ne şekilde kamuoyuna hitap edebileceği gösterilmeli; gerekirse diğer gruplar eklemlenmeli; imza kampanyası gibi yöntemlerle etki artırılmaya çalışılmalı; inanılmasa bile sorun veya çözüm tepki çekmeyecek şekilde formüle edilmelidir.
İkinci konuşmacı ABD Rehabilitasyon Hizmetleri yöneticisi Janet Broke idi. Konuşmasında, 22 Temmuz tarihinde ABD Başkanının engelli istihdamında yeni bir açılım getiren "Workforce İnnovation" yasasını imzaladığından söz ederek, ülkesindeki istihdam ve rehabilitasyon uygulamalarının özelliklerinden söz etti.
Üçüncü konuşmacı Tanzanya meclis üyesi Elly Masha idi. Konuşmasında günümüzün uluslararası mevzuatının ulusal mevzuat çalışmalarında sağlayabileceği kolaylık ve faydalardan söz etti.
Son konuşmacı Karibik bölgesinden Birleşmiş milletlerde büyük elçi olarak bulunmuş Obrey Webson'du. İlginç saptamaları oldu: Ülkede demokrasi varsa, örgütlerde de oluyor; eğer dikdatörlük varsa, örgütlerde de bu tür eğilimler önem kazanıyor. Birleşmiş Milletler'de çalışmalar uzlaşma arayışıyla yürüyor ve doğal olarak süreç uzun oluyor. Ama herkesin bir şekilde dahil edildiği bir mekanizma bu. 80'li ve 90'lı yıllar mücadele yıllarıydı. Sonuçta BM Engelli Hakları sözleşmesi, Marakeş Sözleşmesi, kimsenin geride bırakılmayacağı düsturunu getiren 2015 hedefleri gibi mevzuat düzenlemelerine kavuştuk. 2000'li yılların başlarında girilen rehavetten nasıl çıkılacak?
Ona göre, eldeki mevzuat düzenlemelerine işlerlik kazandırılırken talepler iyi formüle edilmeli, diğer gruplarla işbirliği yapılmalı, başkalarına neyi yapmalarını söylerken önce bunu kendimiz örgütlerimizde uygulamalıyız.
Genel sekreterlik ve İkinci Başkan Yardımcılığı için yapılan seçimde genel sekreterliğe Hindistan’dan A. K. Mittal, ikinci başkan yardımcılığına Tanzanya’dan Elly Masha seçildiler.
Dördüncü günün sabah oturumunda DKB delegelerinin yanında Uluslararası Görme Engellilerin Eğitimi Konseyi delegeleri de salonda hazır bulunuyordu. Konseyin genel kurulunun ilk günüydü ve bazı etkinliklerin birlikte yürütülmesi planlanmıştı.
Bu oturumu DKB Başkanı Arnt Holte ve İCEVI Başkanı Lord Colin Low birlikte yönettiler.
AKB Başkanlığından sonra İCEVI Başkanı olan Low, 2012 yılında Tayland'taki ilk ortak genel kurula sağlık nedenleriyle katılamamıştı ve delegelerine ilk olarak 4 yıl sonra hitap etmiş oluyordu. Konuşmasında beraber olmanın yararlarından söz etti.
Daha sonra 6 Doğu Asya ülkesinde yürütülen eğitim projesine sponsorluk eden Japonya'dan Nippon Vakfı Başkanı Sasakava'yı kürsüye davet etti. Vakıf birçok projeye destek veriyor.
Daha sonra konuşan Kamila Rosovo kapsayıcı eğitimin öneminden söz eden bir sunum yaptı.
Son konuşmacı Microsoft erişilebilirlik sorumlusu Jenny Flori oldu. İşitme engelli olarak yaşadıklarını ve Microsoft'un sağladığı fırsatları biraz da espirili şekilde anlattı.
Kahve arasından sonra kararlar oturumuna geçildi. Kararlar Komitesine 9 karar önerisi iletilmiş. Bunlardan 3 tanesi farklı nedenlerle kabul edilmeyerek genel kurula getirilmedi. Elenen 3 öneri arasında bizim de sunduğumuz öneri yer alıyordu. Temmuz ayı içinde genel kurula sunulmak üzere bir karar önerisi göndermiş, genel kurulun ABD toprakları üzerinde yapılmasını bir fırsat bilerek 30 Temmuz 2009 yılında Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesini imzalamış, ancak onaylamamış olan Amerika Birleşik Devletleri kongresi ve hükumetine çağrı yapılarak bir an önce onaylaması, İhtiyari Protokolü imzalayıp onaylamasını talep ediyordu. Başkanı da adı geçen ülkeden olan Kararlar Komitesi bu çağrının tek bir ülkeyi konu edinmesini gerekçe göstererek genel kurula getirilmesine gerek olmadığı sonucuna varmış. Oysa, kendi deneyimlerimize bakacak olursak, böyle bir uluslar arası etkinliği özellikle yerel örgütün bir fırsat olarak değerlendirmesi beklenmezmiydi? Böyle bir desteği gerekli görmedikleri anlaşılan ABDli örgütlerin kısa zamanda önerideki hususların gerçekleştirilmesi konusunda gösterecekleri performans kuşkusuz tarafımızdan yakından izlenecektir.
Genel Kurula getirilen 6 karar önerisinden birisi gençlerin bölge örgütlerinde daha aktif kılınması ve dolayısıyla DKB çalışmalarına daha aktif katılmalarının sağlanmasını öngörüyordu. İkinci öneri kadınların dezavantajlı durumunun düzeltilebilmesi için uluslal örgütlere ödül konmasıyla ilgiliydi. Buna göre cinsiyet ayrımı yapmayan örgütlerden birine ödül verilmesini düzenliyordu. Bir başka öneri üyelik aidatlarının yeniden gözden geçirilmesini talep eden ve bu amaçla başkan, sayman, genel sekreter ve bölge örgütleri başkanlarının katılacağı bir komite kurulması ve bir sonraki genel kurula rapor sunulmasını talep eden bir öneriydi. Diğer bir öneri, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi İzleme Komitesinin halen erkeklerin ağırlıkta olan yapısının cinsiyete dayalı eşit üyeliğe kavuşturulması yönündeki taleple ilgiliydi. Altıncı öneri Birleşmiş Milletler tarafından 2015-2030 arası uygulanacak ve 2030 tarihine kadar ulaşılması hedeflenen stratejik hedefler konusunda görme engellilerin ihmal edilmemesi, hange alanlarda görme engelliliğin önem kazanacağının kurulacak bir komiteyle her dört yılda bir genel kurula rapor edilmesini talep ediyordu. Bu öneriler kabul edildi.
Dördüncü günün öğleden sonraki oturumu ve beşinci günün sabah oturumu gençlerin örgütlerde daha etkin olmasının yol ve koşullarının tartışıldığı konferans oturumlar şeklinde düzenlenmişti. Özellikle beşinci günün sabah oturumu Latin Amerika’dan ve ana idili İspanyolca olan sunucuların sunumları ve akabindeki tartışmalarla geçti.
Beşinci günün öğleden sonraki oturumu kapanış törenine ayrılmıştı.
Mehmet Emin Demirci
Dünya Körler Birliği